Modanın “ Sosyal Heykel”i

 

Güncel moda endüstrisinin çizgisel bir akışla hızlı hareket eden, çok sayıda giysi üreten ve yıkıcı çevresel etkileri ve adil ve etik olmayan döngüler yaratan küresel tedarik zinciri ile kurguladığı sistem sürdürülebilir değil.  Tasarımcıların moda endüstrisinin sürdürülebilir dönüşümdeki sorumluluğunu ve karşılaştıkları zorlukları göz önüne alarak , 3. Sınıf moda tasarım ve işletme öğrencilerinden sürdürülebilir ve etik moda koleksiyonları yaratmaları, moda işeltmeciliği öğrencilerinden de moda kavramlarını etik ve yavaş moda markalarına  yönelik pazarlama stratejileri ile yorumlamaları istendi. Ekolojik , sorumlu, sosyal açıdan adaletli malzeme ve üretim metodlarının yanısıra etik tüketim senaryoları yaratarak etik ve estetiği buluşturan biçimde moda sistemini yeniden inşa etmeyi denediler. Covid-19 un da yarattığı etkiyi göz önüne alarak modanın geleceğini öngörerek , öğrenciler Z kuşağı gençliğinin artan ekolojik bilinci ve sosyal sorumluluk beklentilerine uygun koleksiyonlar ve markalar tasarladılar .

Öğrenciler, Joseph Beuys’un her bireyin toplumsal dönüşümdeki gücünü insan-doğa dengesini yeniden inşa etmek ve daha eşit ve daha özgür bir toplum için sosyal bağlar oluşturmaya yönelik  “ sosyal heykel “ kavramını çıkış noktası olarak kabul ederek , “etik moda” sistemi ve diliyle yorumladılar.  Bu çerçevede , öğrenciler sürdürülebilir moda odaklı kavramları Beuys’un artistic vizyonu ve estetiği , malzeme kullanımı , biçimsel ve yapısal diliyle olduğu kadar performansları , aktivizmi ve giyim tarzı üzerinden hayata geçirdiler. Proje süresince İzmir Ekonomi Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü 3 .sınıf öğrencileri ve Almanya’da bulunan MD.H Mediadesign Hochschule Enstitüsü moda işletmeciliği öğrencileri Doç.Dr. Şölen Kipöz, Prof. Claudia Schwarz ve Prof. Martina Weiß tarafından yürütülen çok kültürlü ve disiplinler arası bir süreçte çevrimiçi ortamda bir araya geldiler ve  işbirliği yaptılar.